28 Mayıs 2014 Çarşamba

Milet Antik Kenti / Milletos Gezi #3#

Bundan tam 2 bin 600 yil önce, akılcı düşüncenin ve felsefenin temellerinin atıldığı Antik Kent Millet ..
Milet Antik Kent
Günümüzden 2000 yıl önce  Söke ovası tamamen bir deniz,  Bafa gölü de bir koy şeklindeymiş ve bu deniz kenarlarında antik çağın en güzel kentlerinden Milet, Priene ve Didim yer alıyormuş.  Zamanla Büyük Menderes Irmağı ( Maiandros )  taşıdığı alüvyonlar ile; ilk önce Priene önündeki denizi daha sonrada Milet ve Lade Adası'nı da içine alan tüm bölgeyi doldurmuş.
Günümüzde denizden baya içeride kalan bu kent, düşüncenin ve felsefenin temellerinin atıldığı uygarlığın doğduğu topraklardır.

Milletos Tiyatro
Millet Kent alanına ilk girdiğinizde görkemli tiyatro sizi karşılıyor. Yarımay şeklindeki bu Anfi tiyatro Millet kentine ait günümüze ulaşan en görkemli yapılardan biridir.
Nymphaion
Tiyatronun biraz ilerisinde  Miletos’tan günümüze ulaşan en eski yapılardan biri olan Senato binası ve  karşısında kente su dağıtımını sağlayan Nymphaion vardır. (Nymphaion: Heykellerle bezenmiş üç katlı halk havuzu ve çeşmesidir. ) Nymphion, üç nişin üzerinde konumlanmıştır.Ayrıca yapıya ait arkadan ulaşan su kemerinin beslediği iki su deposu bulunmaktadır.Bu depolarda biriken su hem kanallarla kentin çeşitli yerlerine dağıtılmış hem de Nymphaionun önündeki büyük havuzda toplanmıştır.
Faustina'daki Miandros Heykeli
Miletos’taki en iyi korunmuş yapılardan biri de Faustina Hamamlarıdır. Roma Kral'nın karısı Faustina tarafından yapılan bu hamamlar çeşitli derecelerde ısıtılmış bir dizi odadan oluşur. Mekan soğuk su ile dolu basit bir havuzu içerir. Havuzun bir kenarında, bir dirseğine dayanarak uzanmış bir nehir tanrısı, Maiandros heykeli, öbür kenarında da mermer bir aslan heykeli vardır. Aslan figürünün orjinali MÖ 5-6yy, Louvre Müzesinde sergilenmekte,  fotografta gördüğünüz aslına sadık kalınarak yapılan bir kopyasıdır.
Aslan Figürü
Denizcilik alanında başarılı olan bu kentte insanı büyüleyen denizden çıkarılmış mermerler 

Deniz mermeri

Miletos'ta bulunan birçok eser yurtdışına (özellikle Paris Louvre Müzesi'ne) götürülmüş.
Milet ‘in mitolojik hikayesine değinecek olursam. Apollon ile Girit Krali Minos'un kızı Akakallis'in üç çocuğundan biri olan "Miletos" dağa bırakılır ve  Miletos kurtlar bakar. Daha sonra çobanların büyüttüğü Miletos, Anadolu'ya gelerek Menderes nehrinin kızı"Kyane" ile evlenerek "Miletos" şehrini kurar. Hikaye ile bilgim bu kadar ile sınırlı düşüncenin ve felsefenin temellerinin atıldığı uygarlığın doğduğu bu toprakları ziyaret etmenizi tavsiye ederim. 

26 Mayıs 2014 Pazartesi

Bodrum Bodrum Gezi #2#

Merhaba,
Gezimizin ilk durağı Alaçatı'yken, ikinci durağımız Bodrum'du. Sabah 8'de kahvaltımızı yapmış yola koyulmuştuk çünkü gezilecek çok yer, yapılacak çok iş vardı.
Bodrum'da ilk rotamız Bodrum Su Altı Arkeoloji Müzesi'ydi. M.Ö 300 yıllarına kadar uzanan bir seçkiye ev sahipliği yapan bu müzede iki buçuk saate aşkın zaman geçirdik.

Bodrum Marine
 Bodrum kalesinde yer alan bu müzeye araçla geldik fakat Ortakent/Yahşi'de bulunan otelimizden otele minibüsler de bulunuyor. 4,75 liraya son durak Bodrum Garajı'nda indikten sonra müze 100 metre yürüyüş mesafesinde.
Bodrum Kale Yolu
Müze yolunda sağlı sollu satıcılar bulunuyor. Bunlardan en çok ilgimi çeken balon balıklarının kurutulmuş olarak sergilendiği sünger satıcıları. Fiyatları 5 TL'den başlayan bu süngerler 20 TL'ye kadar artıyor.
Bodrum Kale Yolu

Bodrum Kalesi antik çağda önce ada olup, sonraları kente bağlanarak yarımada durumuna gelmiştir. Müze, antik çağlardan bulunan birçok batık kentin yanı sıra Türk hamamı, Amphora, Doğu Roma Gemisi, Cam Salonu, Cam Batığı, Sikke ve Mücevherat Salonu, Karyalı Prenses Salonu, İngiliz Kulesi, İşkence ve Katliam Odaları  şeklinde konumlanmış 14 salondan oluşuyor. Beni en çok etkileyen, karanlık bir odada alttan ışıklandırma sistemi ile sergilenen M.Ö. 11. yy'a uzanan cam eserlerinin sergilendiği sergi alanıydı.
Müze salonlarında fotoğraf çekilemediği için kale içerisinde yer alan birkaç seçkiden bahsetmek istiyorum bunlardan biri de sunaklar, eski inanışlarda tanrılara adanan, onlara kurban edilen ya da sunulan bütün  eşyalar altar (sunak) denilen kendince kutsal ibadet yeridir.

Müzede sergilenen tiyatro maskları, anfitiyatro açısından bol olan ülkemizde orijinalliği korunarak günümüze ulaşmış. Esasında Bodrum kalesinde yer alan çoğu eser antik kentlerden yurt dışına getirilmeden ülkemizde kalan hazinelerimiz. Neyse o konulara şimdi girmeden size bu masklardan biraz bahsetmek istiyorum. Antik çağ'da tiyatro, üst sınıfa özgü bir etkinlikti ve bu dönemde oyunlarda dekor ya da kostüm bulunmazdı.Günümüzde geçerli olan oyunculuk anlayışı yoktu ve ifade edilen duygular oyuncuların ellerinde tuttukları ve yeri geldikçe yüzlerine koydukları maskelerle belirtilirdi
Anrik Çağ Tiyatro Mask

Bodrum Kalesinden Manzara

İçerisindeki özel bir odada Karya Prensesi'nin bulunan lahiti kemikleri ve etlendirilmiş formu bulunuyor.
Müze içerisinden

Müze bahçesinden kaleden ve açık alanda sergilenen birkaç eserden fotoğraf sunuyorum.
Müze içerisinden

Kale Manzarası

Gezimize tekne ile devam ettik. 11'de Gümbet'ten kalkan tekne akvaryum koyundan, Bitez'e birçok koyda durakladı ve böylece bu gezide denize merhaba demiş oldum.
Tekne
Tekne sonrası Sanat Güneşi Zeki Müre'nin evini ziyaret ettik. Zeki Müren'in sade hayatından izler taşıyan bu müze mutlaka ziyarat edilmesi gereken yerlerden.


Zeki Müren







Zeki Müren evi sonrası Yahşi'deki otelimize geri döndük. Akşam yemeği sonrası kaleye indik. Eğlenmek için Mandalin'i seçtik ve çok güzel zaman geçirdik. Bir sonraki yazımda, Didim/Milet antik kenti ve Apollon Tapınağı'ndan bahsedeceğim. Sevgiler...


20 Mayıs 2014 Salı

ALAÇATI Gezi #1#




Merhaba,
Ara dönemde yaptığımız 4 günlük tatilimizde dört kız arkadaşımla kendimizi Ege’nin kollarına bıraktık. 

Mini tatilde ilk durağımız, damla sakızı kokan arnavut kaldırımlı taş sokakları ve taş evleriyle zamansız ALAÇATI oldu. Bu modern köy şirin taş evleri, rengarenk kapıları camları, dar taş sokakları ile çok tatlı ancak yaz sezonunda aşırı kalabalık. Eğer sizde benim gibi bu şirin beldeyi kalabalıkta sevmiyorsanız,  yaz mevsimi açılmadığı şu günlerde gezmek için kesinlikle tavsiye edilir.
Taş Sokaklara adımımıızı atmadan önce  karnımızı Kumrucu Şevkinin lezzetli kumrusuyla doyurduk. Sonrasında taş sokakları keşfe başladık.İzmir Kumrusu diyince aklıma ilk, kumrusunun yanındaki enfes turşusuyla Şevki geliyor daha sonrada Kumrucu Hikmet.  Merak edenlen için geçen senede 8 TL olan kumru bu senede aynı fiyattı.
Alaçatı kalabalıktan sonra renk renk mağazalarıyla insanın başını döndürüyor.Takı mağazalarında farklı, hoş tasarımlara bulabilirsiniz. (fiyatları uçuk.)
Benim sevdiğim alışveriş yerlerinden biri olan girişteki “Shakespeare in love” çeşit çeşik peştemal ve havlularıyla olmasının yanı sıra, makul fiyata sahip.
Alaçatı, serin rakıların lezzetli balıkların yendiği mavilikler diyarı...
Beyaz badanalı evleri, pencerelerinde asılı rengarenk saksılardan sarkan çiçekleriyle benim için masal diyarı
Aynı zamanda unutmamalı ki; türkiye'nin ilk rüzgar elektrik santralı da burada kurulmuştur.
 Son olarak, Her yıl daha bir kalabalıklaşıp, daha da pahalı bir hale gelsede gitmekten kendimi asla alıkoyamacağım az sayıdaki yerlerden.
Biz burada bir gün geçirdik. Sonraki günlerde tercihimizi Bodrum ve Didim’den yana kullandık bir sonraki yazılarımda onları paylaşacağım.
Sevgiler,

13 Mayıs 2014 Salı

Bir Film Bob "Marley"



 Merhaba
Geçtiğimiz günlerde D&R Film kampanyası dahilinde edindiğim filmlerden bahsetmiştim. Onlardan  en çok meraklandıklarımı sona saklayarak izlemeye başladım. Bob Marley’in hayatının anlatıldığı “Marley” isimli belgesel filmi sonlara saklamış olsamda dün sıralamada bir değişiklik yaparak önlere aldım ve izledim. 
İşte bu yazımda Müzisyen Bob Marley’in tüm dünyayı, evrensel müzik diliğle nasıl etkilediğini anlatıldığı, filmden bahsedip, yaşadığı dönemde insanların tutumlarını ve düşüncelerini gerçekten değiştirmeyi başaran  efsaneyi birkez daha anmaya çalışacağım.
Bob Marley, sınırötesi ve zamansız  bir halk kahramanı benim için onu farklı kılan o kadar çok şey varki hangisine değineceğimi bilemiyorum. Ancak beni en çok etkileyen yanı,  Jamaika gibi (1960’s 70’s yıllarda insanların haritada yerini bile bilmedigi )  Ülkeden çıkıp Tüm Dünyaya, hem Jamaikayi hem de Reggae ‘yi tanitan sadece tanıtmakla kalmayıp yeni bir akım başlatan bir öncü olmasıdır.
Gerçek yaşam öyküsünü konu alan film, Bob Marley hakkında merak ettiğim bir çok şeyle ilgili aydınlanmamı sağladı.Film Bob Marley’in daha kişisel tarafını daha çok ortaya seriyor. Filmi izledikten sonra Bob Marley’i hissediyor onu derinden anlıyorsunuz.
 Son olarak söyleyeceklerim filmden öte biraz şahsi görüşlerim olacak. Bana göre; Bob Marley’i anlayan kişi farklıdır çünkü;  insanı insan olduğu için sevmeyi, paylaşmayı, sevginin saf ve çıkarlardan uzak dünyasını, aşağılamadan ve küçük görmeden karşısındakine değer veren insandır.
Son cümlelerim olarak, Bob Marley’in Aforizma niteliğindeki bir kaç cümlesini paylaşmak istiyorum.
"Aslında sürekli tebessüm edenler, içten içe acı çekenlerdir. Unutma, her gülen yüz mutluluk ifadesi değildir!"
"Yoklugunu hissetmeyen birini, varlığınla rahatsız etmeyeceksin."

8 Mayıs 2014 Perşembe

Gustav Klimt Ressamlar Dizisi#4#





Anne Çocuk

Sanayileşme devrimi sonrasında, Endüstrileşmenin olumsuz etkilerinin hissedilmesiyle İngiltere’de Art Nouvea adı altında bir sanat akımı başlamıştır. Art Nouvea olarak adlandırılan bu akımın amacı, makinenin yok etmeye başladığı zanaatkarane işçiliğe saygıyı tekrar kazanmaktır. Ayrıca İngiltere’de 19. yüzyılın ikinci yarısında egemen olan Victoria döneminin zevksiz ağır süslemeciliğine karşı bir tepkidir de  bu akım.
Bu akımın sanatçılarından biri olan Gustav Klimt, eserlerinde Art Nouveau ve Sembolizm’i ustaca bütünleştirmiş bir ressamdır bugün sevdiğim bir kaç eserinden bahsetmek istiyorum.

1862 yılında Viyana’da dünyaya gelen Gustav Klimt, 1876’ da Viyana Halk Sanat Okuluna girmiştir. 1886-1892 yılları arasında Burgteater ve Viyana Sanat Tarihi Müzesi’nde duvar resimleri yapmış, Eserlerinde çoğunlukla altın rengini ve kadın figürünü çalışmalarında kullanmıştır. Klimt eserlerinde resimlerindeki kadınlar çıplaktır ve çıplaklık gerçektir. Bu çıplak kadınlar, doğurganlıklarıyla sonsuzluğu da sembolize ederler
“Beethoven Friz’
Beethoven Friz
Klimt, bir başyapıt olarak anılan “Beethoven Friz’i” 1902 yılında yapmıştır. Sergiden sonra yerinden kaldırılacak düşüncesiyle eserini ucuz ve taşınabilir malzeme ile çalışmış ve bu nedenle daha sonra frizin restorasyonu sırasında ciddi sıkıntılar yaşanmıştır. Eserin uzunluğu 34,14 m yüksekliği ise 2 Metredir. Beethoven Friz, sergi sonunda büyük bir koleksiyoncu olan Carl Reinighaus’a satılmıştır. Yedi parçaya bölünerek sökülen bu yapıt, tam 12 yıl boyunca Viyana’da bir depoda muhafaza edilmiştir. 1915 yılında o dönemin en büyük Klimt koleksiyoncusu olan August Lederer tarafından satın alınmıştır. Klimt’in başyapıtlarından olan bu eser, 1973 yılında Avusturya hükümeti tarafından satın alınmış ve 10 yıla yakın bir sürede oldukça maliyetli bir şekilde restore edilmiştir.
Klimt’in bu eserde, insan vücudundaki geometrik şekillerden yola çıkarak, bedeni bezenmiş bir şifreye dönüştürme çabası dikkat çekmektedir. Bu çalışma Klimt’in ‘altın çağ’ına başlangıç yaptığı eser olarak sayılmakta ve sanatçının gelişiminde önemli bir rolü olduğu düşünülmektedir.
Schubert at the Piano
Gustav Klimt: Adele Bloch-Bauer                                 
Ferdinand Bloch, 1903’ün yazında, eşinin ailesine o Ekim’deki evlilik yıldönümleri için hediye etmek amacıyla eşinin bir portresini yapılması için sipariş verdi. Ancak resim ancak 1907 yılında tamamlanabildi. Bu resimde, Adele’in altın bir tahta oturmuş, üzerine oldukça lüks dekore edilmiş altından bir elbise giymiş olduğu görülmektedir. Klimt’in imzası, dekoratif elementlerdir: üçgenler, yumurtalar, gözler… Elbisesine doğru akan saçları, ressam ile modeli arasındaki özel ilişkinin ipucudur. Bu, Adele Bloch-Bauer’in iki portresinden ilkidir. İkinci portrenin yapımı 1912’de asıl görüntüsünü tamamlar.
İkinci Dünya savaşı sırasında el konulan bu resim, Bugün New York’ta, Neue Galeri’de muhteşem azametiyle sergilenmektedir.

Adele Bloch-Bauer
Adele Bloch-Bauer




VİRGİN