14 Temmuz 2014 Pazartesi

Pizzasından Çok Mafyasının Ünlü Olduğu Napoli

Herkese Mutlu haftalar...
İtalya ile ilgili gezi notları devam ediyor. Bugün Pizzasından çok Mafyasıyla Meşhur olan Napoli kentinden bahsedeceğim.Bu kent beni İtalya'da en çok şaşırtan kentlerden biriydi. 
Napoli, yıkık dökük haliyle,Avrupa şehri olmanın nasıl kamufle edilebileceğine en iyi örnek.
İtalya'nın güney batısında bulunan koca çizmenin ayak bileğine denk gelen Napoli, Vezüv Yanardağı’nın yanıbaşında. Vezüv yanardağının yanıbaşında olması bu kent için en önemli ayrıntılardan çünkü kentin tarihinde ki belirleyici unsur Vezüv yanardağında ki Volkanik hareketlilik.
Napoli bilinen tarihiyle,  M. Ö. 6. yüzyılda Yunanlılar tarafından keşfedilmiş. Bu yüzden de şehrin adı Yunanca bir kelime olan Neapolis  (Yeni Şehir)kelimesinden türemiş
Napoli keşmekeşliğiyle İtalyan şehirleri arasıdan sıyrılırken, bir liman şehri olarak Akdenizli  benzerleri arasından sıyrılıyor bunun  nedeni , Sardinya'ya, Sicilya'ya ve Tunus’a  giden feribotların merkez limanı olması. Şehir liman kenti olmasından merkezi denize girmek için pek uygun olmasa da  kordonu yürümek içi harika! Zira beni en çok cezbeleyen özelliği kordonu oldu.
Napoli deyince akla ilk gelen Pizza olmasının nedeni Napoli Şehrinin Pizzanın çıkış ülkesi olması. Napolitan üsulu pizzasını demek için İtalya'daki en iyi şehir burda mutlaka Pizza yemelisiniz.
Pizzanın dışında Napoliye büyük beklentilerle gelmenizi kesinlikle tavsiye etmem. 
Biz şehiri keşfe yukarıdan başladık yolun üzerinde Pavorotti’nin Sofia Loren evlerini gördük.Tepedeki evler Napolinin zengin halkının yaşam yeri olmasından burdaki evlerin görüntüsü düzgün ve manzaraları harikaydı.
Napolide'ki ilk durağımız yerel yiyecek içecekler satan bir dükkandı. Burada Napoli ve çevresinde daha yaygın olan Limoncello isimli içecek ve makarna baharat vs türü yiyecekler satılıyordu. Meşhur lemoncello'yu tattık tam bir hayal kırıklığıydı. Benim zevkime göre tadı kolonyaya benziyordu. Onun yerine Kavun Likörü olan Melloncello'yu tercih ederim.
Buradan alışveriş caddesi  olan Piazza Trieste'ye doğru yol aldık. Cadde üzerinden gözümüze bir kafe çarptı burda boş bir masa bulup Gran Caffe Gambrinus’a oturduk ve  Gambrinus’a özel kremalı bir kahve söyledik. Yanında da bu bölgeye özel ne yiyebileceğimi sorduğumda, bizim ekmek tatlısına benzer Rum Babayı önerdiler. harika bir tatlı denenmeli...
Buradan yukarı dönüp biraz yürüyünce ihtişamlı binası ile Galleria Umberto karşımıza çıktı. Harika bir cam tavanı olan alışveriş merkezi Milano’daki alışveriş merkezini anımsatsada Milano'daki Çarşı çok tık ötesinde... 
Yüksek camekanlı tavanı avluyu aydınlatırken son derece ferah bir hava katıyor yapıya. Kubbenin tam ortasında, zeminde, oniki astrolojik işaretin mozaiklerini görmek mümkün. 1900 yıllarda yapımı tamamlanmış Galeri Umberto  döneminin şartları ve mimarisini düşünecek olursak çok başarılı bir yapı.
Buradan çıkıp, Napolideki  alışveriş sokaklarından biri Via Toledo'ya doğru devam ettik. Aradığınız birçok markayı burada kolayca bulabilirsiniz. İtalya’nın diğer şehirlerine kıyaslarsak Napoli  fiyat açısından daha uygun. Buradaki halkın gelir düzeyininde düşük olması etkisiyle sezonda bile çoğu mağazada indirim vardı. Desigual’den   diğer şehirlerde 74 Euroya bulduğum elbiseyi buradan 37 Euroya satın aldık. Alışveriş caddesinden sıyrılıp biraz daha yukarı yürürken hemen yol üzerinde Castel Sant’Elmo’ya çıkan füniküleri fark ettim.Finükülere zıpladık ve Kaleye doğru yol aldık. Sık ağaçlıklı sokaklar, sakin, ama hep dik yokuş. Kaleyi gösteren okları takip ederek en tepeye kadar tırmandım. Kaleye giriş beş euro ve yanında herhangi bir harita ya da bilgi broşürü bile vermiyorlar. Kale beşgen bir mimariye sahip, kale ile ilgili daha fazla detay hatırlayamıyorum açıkçası.
Napolinin keşmekeşliğini bu fotograftan da göreceğiniz gibi, Napoli düzenli bir şehir değil. Napoli yollarında yeni araba görmek imkansıza yakın yollar o kadar dar ki arabanızı park edebilmek ve ya park yerinden çıkabilmek için arabayı vurmanız gerekiyor.
Napoli ve çevresi meşhur İtalyan mafyasının yer aldığı bölgeler olduğu için Napoli'ye giden yaklaşık 20 yıldır bitmemiş otoyollar olduğu söyleniyor. Yolun üstünde gördüğümüz Metro istasyonu 7 yıldır yapılmaktaymış ihaleyi alan şirket devleti dolandırdığı için metro inşaatı yarıda kalmış .
Fotografta gördüğünüz büfe 2008 yılında Napoli mafyasına haraç vermediği için bombalanmış ve içerisindeki 7 kişi hayatını kaybetmiş.
Napoli keşmekeşliğini geride bırakıp tarihe gelirsek. Napoli'de en çok etkilendiğim yapı, Castel Nuovo Şatosuydu. Konum olarak denizin dibinde olan bu şato 1200 yıllarda yapımı tamamlanmış. Bunun dışında Napoli kale cenneti hatta bu kaleleri gezmek için günlük turlar düzenleniyor. 
Biz Napolide konaklamayı tercih etmediğimiz için bu turlara katılamadık.NAPOLİ  notları bu kadar Pompei yazısında görüşmek üzere... 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder