24 Temmuz 2014 Perşembe

Pompei


Napoli bölgesinde ki ikinci durağımız Pompei‘ydi. Bu tura kendimiz de gidebilirdik. Fakat bu sefer  uğraşmak istemedik . Organize bir tur şirketiyle anlaşıp Pompei’yi ziyaret etmeyi seçtik. Bazen Organize bir tur ile hayat kolaylaşıyor nitekimde öyle oldu.
Eski Roma tarihine olan ilgimden kaynaklı Pompei şehrinin hikayesini az çok biliyordum. Bu yüzden benim için cazipdi. Çoğu insan genellikle, “taş yığını mı göreceğiz?” diye tepki veriyor. Nitekim gruptaki arkadaşlarımızda benzer tepkiyi verdiler. Fakat sizde benim gibi ilgiliyseniz bu trajik hikayeli, şehir sizinde ilginizi çekecektir. Benim için şehrin en ilgi çekici özelliği, Vezüv yanardağının patlaması sonucu küller altında kalması ve trajik hikayesiydi.
Milattan önce 6. ve 7. yüzyıllarda başlayan şaşalı hayat süpriz bir sonla son buluyordu. Bu şehir, önemli ticaret ve liman şehriymiş. Şehirde kanalizasyon sitemi olmadığından yolları kullanmışlar kirli suyu akıtmak için. Hatta bu şehirde köleler çamaşırları idrar havuzlarında, ayaklarıyla çğneyerek temizlerlermiş. Köleler böyle bir eziyete reva görülürken şehirdeki insanların, kirlenmeden yürüyebilmesi için yüksek kaldırımlar ve yüksek yaya geçitleri inşa etmişler. Şehirde evlerin giriş katları genellikle dükkan olarak kullanılmış.
Sokağa bakan kısımlarında tezgah üzerinde topraktan yapılmış çukur bölmeler göze çarpıyor. Buralarda sıcak yiyecekler satılıyormuş ayak üstü gelip geçenlere. Esasında, tam tersi olması gerekirken, bu şehirde İçme suyu kurşun, kullanma suyu ise toprak borularla taşınıyormuş. Hatta Kurşun zehirlenmesinden dolayı Pompei krallarının deli oldukları söyleniyor .
Şehirde çok gelişmiş ortak bir banyo sistemi mevcut. En merkezi, büyük ve eski olanı Stabian Termal Banyo. Kadınlar ve erkekler ayrı bölümlerde yıkanıyorlarmış sanırım tek sınırlandıkları nokta banyolar.
Bu bölümler de kendi içlerinde değişim odası, soğuk, ılık ve sıcak banyolar olarak ayrılıyorlar. Erkekler için aynı zamanda spor yapabilecekleri bir alan da tahsis edilmiş.
Banyolar, ısıtıcı odasında kaynatılan suyun buharı duvarlarda ve zeminde inşa edilmiş boşluklardan geçirilerek ısıtılıyormuş. Oldukça sofistike bir sistem olduğu kalıntılardan anlaşılabiliyor.
Yer yer duvar süslemelerine rastlamak da mümkün.
Pompei’nin diğer ilginç bir özelliği de genelevleri. Önemli bir ticaret şehri olduğu için pek çok yabancıziyaretçiye ev sahipliği yapmış tarih boyunca. Şehirde otuzbeş adet genelev olduğu düşünülüyor. Alt katlardaki odalar önemsiz müşterilere tahsis edilirken, üst katlar daha pahalı olduğu için paralı müşterilere kiralanırmış.

Cinselliğin özgürce yaşandığı şehirde bir süre sonra sapkınlık da boy göstermiş. 24 Ağustos 79 yılında Vezüv yanardağı patlayıp çevreye saçılan kül ve lavlarla bu zevk ve gösteriş şehrine son vermiş.Şehir 1748 yılında şans eseri ortaya çıkmış.Keşif ilk başladığında Arkeologlar, cesetlere dokundukları anda cesetler parçalanıyorlarmış. Bu durum onları zor duruma sokunca arkeologlar bir yol bulmuş.

Yöntem, Cesetin bulunduğu katmana küçük bir delik açıp içini çimento ile doldurup, kemiklerin etrafını et gibi saran kalıp şeklinde bir doku oluşturmakmış bu şekilde insanların o anki duruşları ortaya çıkmış.
Fotograflardan da gördüğünüz gibi, Pompei halkı bu patlamaya oldukça hazırlıksız yakalanmış. Çıkartılan cesetler toplamda 250 adetmiş yaklaşık 30-40 tanesi de Napoli müzesine sergileniyor fakat bizim gitmeye vaktimiz olmadı. Pompei şehri kısaca böyle benim için ilgi çekiciydi iyi ki gitmişim.
Bir sonraki yazıda görüşmek üzere sevgiler,

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder