3 Kasım 2014 Pazartesi

Son Zamanlarda İzlediğim Filmler

Geçen haftadan beri izlediğim filmleri ve tavsiyelerle başlıyoruz bu haftaya. Umarım hepiniz için sendromsuz bir pazartesi olmuştur. Zira kendim için aynı şeyi söyleyemeyeceğim güzel bir hafsonu sonrası çalışmak pek zor geldi. Cumartesi ömrümden bir yaş daha alarak başladı hafta sonu, aslında kutlamaları sevmem ama ailem arkadaşlarım boş durmamışlardı. Ben bu kutlamalar olurken ne kadar kutlama istemiyorum desem de fark ettim ki içten içe hatırlanmayı istiyormuşum.  Tekrar burdan Varlığımı anlamlandıran başta ailem olmak üzere bütün arkadaşlarıma teşekkür ederim.
Bu hafta size film yorumları yazacağım. Çünkü,  geçen hafta sonundan beri beş tane film izledim. Bu aslında benim için pek de fena bir rakam değil. Malum hafta içi iş, sonra ev işleri, derlenip toplanması gereken notlar, yazılar derken çok yapılacak işlerin arasına film serpiştirmiştim.
Filmler hakkında spoiler,   vermemeye dikkat ederek filmlerden kısa kısa bahsedeyim.
İzlediğim filmlerden ilki, "Anne". Orijinal adı "Mama" olan film Babasının bir cinnet sonrası annesini ve ortağını öldürmesi sonrası cinnetin devamını gerçekleştirmek üzere ormana getirdiği Victoria ve Lilly’nin kayboluş sonrasında ki hikâyesini anlatıyor. Yönetmenliğini İspanyol sinemacı Andres Muschietti'nin üstlendiği korku türündeki yapım, İspanya-Kanada ortak yapımı. Yapımcılar, günümüz korku sinemasının bizi alıştırdığı 'boşa giden zaman' hissiyatını akla getirmeyen bir film ortaya çıkarmışlar. İyi bir korku filmi, ben hem oyunculuklardan hem de anlattığı öyküden çok etkilendim. Tavsiye ederim.
Diğer bir film ise "Lucy",bir Fransız bilim kurgu filmi. Film, standart bir insanın beyninin yüzde 10’unu kullanabildiği sözde-teorisinden yola çıkarak, bu oranın artması durumunda elde edebileceği güçleri ve yapabileceklerinin sınırını sorguluyor. Filmde Scarlet Johansson, Morgan Freeman  gibi isimler rol alıyor. Bilim kurgu ve gerilim severlerin seveceğini düşünüyorum bana kalırsa 6.5 IMDB puanından çok daha fazlasını hak ediyor.
Bir arkadaşımın tavsiyesiyle izlenecekler listemde öne aldığım bir film de "Evrim"di. Başrollerini Johnny Depp, Rebecca Hall ve Paul Bettany gibi isimlerin paylaştığı ve orijinal adı "Transcendence" olan film, hikayesi yine bir yapay zeka ile ilgiliydi.  Son zamanlarda çok sık yapılan bu filmlerden henüz bıkmış değilim ancak Yapay Zeka ile ilgili Hollywood sinemalarında bir furya başladığı kesin. Filmin ilk yarısı gayet ağır bir sekanslar ile ilerliyor ve boş gerilim numaralarına dayanmak yerine yapay zeka ve insan ruhu arasındaki değişiklikleri ve paralelleri inceliyor. Yani, daha hızlı bir gerilim filmi izleyenler, bu kadar ağır bir tempoya sahip bir bilim-kurgu filminde tatmin olmayabilirler. Ama yine de izleyin.
Son olarak “Pompeii” filmini dün izledim. MÖ 79 Yılında patlayan Vezüv yanardağını ve Pompeii anlatan bu film beni çok etkilemedi ama yine de ön yargılı olmayın belki siz seversiniz. Biraz eğlenelim birazda öğrenelim diyorsanız izleyin derim. Filmin, gerçek Pompeii trajedisi ile uzaktan yakından alakası yok. Pompeii sadece adını bahşetmiş filme, düşük bütçeli bir yapım olan bu filmde felaket sahnelerinde bir kaç etkileyici efekt var onlar filmi biraz cazip kılıyor. Ama bana göre orta karar bir gladyatör filminden ötesi yok.
Bu hafta izlediğim filmlerden en güzelini, en bayıldığımı sona sakladım. Filmin adı "El Medico. Noah Gordon’un bestseller’in sinemaya uyarlaması. İbni Sina’nın hayatından kesitler taşıyan bu kurgu batının sefaletinden doğunun gizemine birçok unsuru barındırıyordu.146 dakikalık bu filmi izlerken sıkılmamış olduğuma çok şaşırdım.
Bu haftalık film köşesi  böylece son buluyor, iyi seyirler diliyorum!

1 yorum:

  1. El Medico dışında hepsini izledim :) ve Lucy dışında tüm yorumlarına katılıyorum. Gerçi Lucy çoğu kişiyi ikiye bölü beğeni açısından :)
    Ah hele ki Mama, kesinlikle izlenmesi gerekli bir film, benim gibi Del Toro hayranlarına göre çıta biraz düşük kalmış ama benzerlerini kat kat katlıyor diyeyim :)
    sevgiler

    YanıtlaSil