DEVLET TİYATROLARI etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
DEVLET TİYATROLARI etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

13 Ocak 2015 Salı

ELLERİMİN ARASINDAKİ HAYAT- İstanbul Devlet Tiyatroları


Yakın zamanda devlet tiyatrolarında yeni bir oyun izleyiciyle buluştu. Oyunun adı;  ‘Ellerimin Arasındaki Hayat’. 
Oyun konusu itibariyle izleyicide merak uyandırıyor.  Oyunun konusu tecavüz suçundan yargılanan bir gencin suçluluğunun sorgulanması ile ilgili yaşamın içerisinde, insanların bilerek ya da bilmeyerek parçası haline geldiği, ölü/katil kavramının sorgulanması. izleyicide yarattığı etki ise vicdani bir sorgulamaya yönlendiriyor olması.
Metin bana farklı gelmedi. Çoğumuzun bildiği klişeler oyunun içinde yer almış.  Oyunun temposu yavaş ilerliyor.
Oyunu güzelleştiren unsur dekorun konun ve oyunculukların ahengiydi.  Sertel Çetiner’in dekor tasarımını yaptığı oyunda kullanılan aynalar seyircinin kendisiyle yüzleşmesini sağlıyor.
Merak edenler için iyi seyirler!

7 Ocak 2015 Çarşamba

Profesyonel- İstanbul Devlet Tiyatrosu


‘Profesyonel’ adlı tiyatro oyununu uzun zamandır duyuyordum. Her izleyen “Muhteşem” diyor, başka bir şey demiyordu. Oyuna olan yoğun talepten kaç kez bilet bulamamıştım. Ta ki bir Cuma günü tesadüfen Bilet sitesine girip, en önde boş bir koltuğu boş görene kadar. Gözlerime inanamadım ve birkaç saniye içinde Beykoz’daki Ahmet Mithat Sahnesine Cumartesi 15:00 seansına bileti aldım. Sözü çok uzatmadan,  gelelim ‘Profesyonel’e oyunu Sırp oyun yazarı Duşan Kovaceviç yazmış. Oyunun konusunun çerçevesi;  Yugoslavya’daki dönüşümden önceki ve sonraki yaşam…
Karakterlerden biri olan 40 yaşlarındaki Teodor Kray’ın (Yetkin Dikinciler) şimdiye kadar iki kitabı çıkmış ve sonunda Tito yönetimiyle bir yayınevinin başına getirilmiş yazar. Diğer esas karakter ise, Teodor’un ofisine, elinde koca bir bavul ve 4 adet ciltli kitapla giren emekli polis memuru Luka Laban (Bülent Emin Yarar).

Oyunun genel amacını oluşturan sistem eleştirileri, hikâyenin içine güzel bir şekilde gizlenmiş ve ara ara kendini hatırlatan depremler gibi ve yine doğru kelimelerle başarılı bir şekilde verilmiş. Oyunun dokunmadığı yer yok insanı duygulara yer verirken bir taraftan da  her haliyle sistemi eleştiriyor.   Oyunun bu kadar sevilmesinin nedenini de samimiyetine bağlıyorum.

Bülent Emin Yarar ve Yetkin Dikinciler gibi iki usta tiyatrocunun olağanüstü oyunculukları ile mest olmamak elde değil. Yetkin Dikinciler oyun boyunca seyircilerle göz temasını hiç kesmedi tiyatro izlemenin keyfini bu durumda bir kez daha anladım. Çünkü Oyuncuyla birlikte oyunun içindeydim. Oyun için söyleyecek başka kelime bulamıyorum. Bu kadar övgü sonrası beni hayal kırıklığına uğratmamış bir oyun yine olsa yine giderim.

22 Ekim 2014 Çarşamba

Devlet Tiyatrolarında "Nice Yıllara"

Merhaba,
Sonbaharın gelmesiyle birlikte tiyatro sezonuna merhaba dedik. Geçtiğimiz senelerde biletlerin online satışı için MyBilet’i kullanılırken bu sene Biletiva.com online satışlar için yetkiliydi. Bende bu siteden ilk defa etkinlik satın aldım.  Biletiva.com ‘da en az MyBilet kadar kullanım kolaylığı sağlıyor ve gidemediğiniz oyun için 24 saat önceden biletinizi açığa alma şansınız bulunuyor.

 Bu ay ki tiyatro biletlerini almak için geç kaldım. Merak ettiğim bildiğim çoğu oyun tükenmişti. Buna rağmen hafta içi illa tiyatroya gideceğim diyerek konusunu,   ilginç bulduğum  Nice Yıllara oyununa Cumartesi 15:00 seansına Cevahir sahnede bilet aldık.

Cumartesi günü yapılmayacak bir şey yaparak,  karayoluyla Boğaziçi köprüsü üzerinden karşıya geçmeye çalışınca da oyuna ucu ucuna yetişmiş oldum. Soluk soluğa oyunda yerlerimizi aldık gevşedik ve seyre koyulduk.
Oyunun konusundan spoiler vermeden bahsedecek olursam, Nice Yıllara, zamanında çok ünlü olan, sayısız oyunda başrol oynamış Zerrin Karaman adlı bir oyuncunun, oyunculuğu bıraktıktan sonraki yaşamını seyirciye sunuyor.
Dekor ve konunun uyumu beni hayran bıraktı. Köhne bir evde eski antika eşyalar, duvarlarda Zerrin Karaman'ın oyunlarının afişleri, kostümler, peruklar ve bir köşede hiçbir zaman çalmayan telefon...
Tek kişilik oyunlarda, konu ne kadar ilgi çekici olursa olsun oyundan kopmamak epeyce zordur. Ancak bu oyunda Defne Yalnız öyle bir oynuyor ki bütün sahneyi dolduruyor. Oyun vurucu bir son ile bitiyor. İzlemeye değer
Şimdiden herkese iyi seyirler...

27 Aralık 2013 Cuma

Mimar Sinan Süleymaniyede Tiyatro Oyunu

Mimar Sinan Süleymaniyede...
Çarşamba günü arkadaşımla Devlet Tiyatroları Cevahir Sahnesinde ki  Sinan Süleymaniyede oyununu izledik.
Oyun, Mimar Sinan’ın  Ustalık dönemini taçlandıracak olan  “Süleymaniye”  üzerinde çalışmalar devam ederken geçen olay kurgusu üzerinde dönüyor.Tek Perdelik bu oyun 1 saat 15 dakika sürüyor.
Oyunun metni  başlangıç noktası, Mimar Sinanı  teftişe gelen Sultan Süleyman’a iki ay içinde her şeyin biteceği sözünü vermesiyle başlıyor.
Oyun zaman zaman sıradan metinlerden sıkıyor olsada çok güzel sahnelerde vardı.Asılnda çok fazla detay vermek istemiyorum fakat, Kanuni Sultan Süleymanın Mimar Sinanı teftişe geldiği sahnelerde Şehülislam ile Nakkaş arasında geçen diyolog beni çok etkiledi özelliklede Sarhoş olduğu idda edilerek Cami gibi bir yerde çalışmasına uygun bulunmayan Nakkaşının Şehulislama 17. yüzyıl başında doğduğu, yaşadığı rivayet edilen halk ozanı, Kul Nesiminin dörtlükleriyle verdiği cevap çok anlamlı bir sahneydi. 
“Gâh giderim medreseye ders okurum Hak için
 Gah giderim meyhaneye dem çekerim Aşk için”
Oyun sonrasında Melamet Hırkasını tekrar dinledim hatta takıldım sürekli söyler oldumJ Sanırım oyunun en çok etkileyen  ve hatırımda kalan kısmıda buydu. İzlemeye değer şimdiden
iyi Seyirler.
Tarih – 21 Aralık 2013 Cumartesi Saat – 15.00 ve 20.00 Küçükçekmece DT Sahnesi
22 Aralık 2013 Pazar Saat – 15.00 Küçükçekmece DT Sahnesi
24 Aralık 2013 Salı Saat – 20.00 Cevahir Sahneleri Salon 1
25 Aralık 2013 Çarşamba Saat – 20.00 Cevahir Sahneleri Salon 1
26 Aralık 2013 Perşembe Saat – 20.00 Cevahir Sahneleri Salon 1
27 Aralık 2013 Cuma Saat – 20.00 Cevahir Sahneleri Salon 1
28 Aralık 2013 Cumartesi Saat – 15.00 ve 20.00 Cevahir Sahneleri Salon 1
29 Aralık 2013 Pazar Saat – 15.00 Cevahir Sahneleri Salon 1
Kul Nesiminin Dörtlüklerinin Devamı:)
gah giderim medreseye ders okurum hak için
gah giderim meyhaneye dem çekerim kime ne
sofular haram demişler bu aşkın şarabına
ben daldırır ben içerim günah benim kime ne

ben melâmet hırkasını kendim giydim eğnime
ar ü namus şişesini taşa çaldım kime ne
sofular secde ederler mescidin mihrabına
yâr eşiği secdegâhım yüz sürerim kime ne
gah çıkarım gökyüzüne hükmederim kaf-be-kaf
gah inerim yeryüzüne yâr severim kime ne
kelp rakip böyle diyormuş güzel sevmek pek günah
ben severim sevdiğimi günah benim kime ne
nesimi'ye sordular ki yârin ile hoş muşun
hoş olayım olmayayım o yâr benim kime ne
Dinlemek isteyenler için Müzeyyen Senar “Haydar Haydar” olarak dinlemelerini tavsiye ederim.

5 Aralık 2013 Perşembe

" İstanbul Devlet Tiyatrosu - Sidikli Kasabası müzikali"



Merhaba ,



Yine yeniden bir etkinlikle karşınızdayım bu sefer biraz önyargıyla yaklaştığım sonrada pişman olduğum bir tiyatro gösterinden görüşlerimi aktaracağım sizlere. 
Sidikli Ksabası..
İsmini duyduğumda inanılmaz antipatik gelmişti, sanatla tiyatroyla özdeşleştirememiştim yine de ben bu muzikalı görmeden yorum yapmamalıyım dedim.Gittim gördüm yazdım çiziyorum.
“Sidikli Kasabası"  İstanbul Devlet Tiyatrosu  Cevahir Sahnesinde sergileniyor. Kara Mizah dediğimiz şey tamda bu oyunda kanşımıza çıkıyor.
Az dekor ve kısıtlı giysilerle anlatılan bu oyunda görsellik sınırlı ancak Kulağa hitap ediyor Oyunun konusu dünyanın ısınıp suların azalmasından dolayı bütün evlerdeki iş yerlerindeki tuvaletler kapanıyor. Tuvaletinizi ancak kanunların belirlediği umumi tuvaletlere yapabiliyorsunuz ve tabiki hepsi paralı. Ve bu tuvaletler de özel bir şirketin denetimine veriliyor. Olur da tuvalet parasını ödeyemezler ya da sokaklara işemeye kalkan insanlar da işte o herkesin korktuğu Sidikli Kasabası’nı boylamayla karşı karşıya kalıyorlar. Olay örgüsü böyle başlıyor.
Oyun, Zengin ve  fakirin, iyi ve kötünün arasındaki ilişkiyi günümüz sistemine atıfta bulunarak, eğlenceli bir dille eleştiriyor. İyi kalpli insanların bile özgürlüğü için nasıl bir cani olabileceği gösterirken. Eğer  kalbimizi dinlersek  nasıl sevgi dolu olabileceğimiz anlatıyor.
Oyuncuların güzel enerjileri  dansları  ve mimikler ile ortaya çıkan renkli görüntüler uzun bir oyun olmasına rağmen seyircilerin kopmasına izin vermiyor. Kadro oldukça kalabalık olmasına rağmen oyun öyle bir kurgulanmış, ki oyuncuların hepsi tek tek akılda kalabiliyor.
Oyun Uzun bir oyun yorgun iş çıkışı tercih etmemenizi tavsiye ederim .Keyifli mesajlı fikirli bir muzikal izlemeye değer diyebiliriz benden 7 point gidiyor.

21 Kasım 2013 Perşembe

HERKESİN BİLDİĞİ SIRLAR

Sence bizde aşağılık kompleksi var mıdır?” diye sorar kadın kocasına, kocası ise “hayır, biz zaten aşağılığız” diye yanıtlar onu

“Herkesin Bildiği Sırlar”  Hikâye  bir kadın ve kocası arasında geçmekte.Oyunda Kadın ve adam, evliliklerini tartışırlarken aslında onların kendileriyle olan hesaplaşmalarına tanık oluyoruz.İroni taşıyan sözler, cevapsız kalan sorular (özellikle aldatmayla ilgili), kahkahalar, bağırışlar ağlamalar sinir krizleri…  Oyunda o kadar çok duygu içiçe geçiyor ki tam bir histeri krizi...Oyun kadın ve erkek ilişkileri üzerine soru sordurup, düşünmeye itiyor.  ilk perdede gayet eğlenceliyken, ikinci perdede hesap kitap yapıldığı için güldürmeyip insanı derin düşüncelere itiyor. ilk perdede sahnede enerji tavan yaparken, ikinci perde bu enerji ve duygusala dönüşüyor. . izlerken seyirciler arasında "bak, aynı sen" moduna giren çiftlerin, birbirinin kollarını dürtüklediğini de  görüyorsunuz. 
 Oyuncularının perfonmasına gelirsek; Öncelikle  Ağırlık Esas Oğlan  Burak Şentürk'te cıvıklıktan gerilime pek çok duyguya başarılı geçiş sağlıyor. Burak şentürk'ü ayakta alkışladığımız oyun olduğunu belirtmek istiyorum. bence gerçekten izlenmeye değer bir performans çıkardı Kısaca oyun bildiğimiz, yaşadığımız, günümüz ilişkilerine ayna tutuyor. bunu da biraz acısızca yapıyor.
“Herkesin Bildiği Sırlar” devlet tiyatrolarında gördüğüm en iyi değil belki ama ruhuma en çok dokunan oyundu diyebiliriz ...

24 Ekim 2013 Perşembe

Son Tango-Devlet Tiyatrosu


Herkese Merhaba yine bir tiyatro etkinliğinden değerlendirme ile karşınızdayım. 
Bu sefer ki oyun hakkında çok olumlu şeyler söylemesem de gitmeden önce fikir edinmeniz için faydalı olabilecek bir kaç cümle...

2013-2014 sezonunda yerli yeni oyunların ağırlıkta olduğu bir dönemde Devlet Tiyatrolarında Son Tango oyunu  konusunu:  dans ve aşkın  gösterimi olması  ilgimi çekmeyi başardı .
Bende oyunu izledikten sonra bir kaç cümle yazmak için buradayım.
Oyunda Dekor iyi, kostüm iyi, oyuncular yerli yerinde, danslar ortaca, şarkılar da Tango beğenisi düzeyinde  ancak Replikler ve metin klişe...
Oyun  Arjantin'de geçmesi ve sadece tango kokması itibariyle ilk izlenimde farklı gelse de İçerikte Fakir kızın, fakir sevgilisi ve zengin talip arasında gidip gelmesi,  Zengin diye evlendiği kocanın sonunda kötü yola düşürmesi  falan bilindik şeyler bu yüzden çok da şaşırtıcı bir metine sahip değil. İçerikte ki replikler belki biraz orjinallik içerse bu kadar sıkıcı gelmezdi belki de repliklerin çok bilindik cümleler kilişeler üzerine kurulu olması beni fazlasıyla sıktı.
Gitmeyin diyemem Çünkü  oyun sırasında canlı çalınan akordeon, kontrbas ve piyano triosunu dinleseniz bile yeter.