istanbul etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
istanbul etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

18 Şubat 2014 Salı

13. !f İstanbul

13. İstanbul  Bağımsız Film Festivali başladı. 23 Şubat tarihine kadar devam ediyor. 9/6 çalışanı olarak ancak 19:00 sonrası seansları için  uygun olurken çoğunluğuna yoğunluk ve başka programlar dolayısıyla katılamadım. En sonunda 21 Şubat Akşamı 19:00 Seansına Y Michel Gondry’nin  Noam Chomsky ile yaptığı sohbetlerden oluşan son filmi ‘Uzun Boylu Adam Mutlu mu? Noam Chomsky ile Canlandırma Bir Sohbet’ flimine programımı oluşturdum. 
Michel Gondry, 2004 Yılında Sil Baştan/Eternal Sunshine of the Spotless Mind’dan hatırlıyorsunuzdur.
Eternal Sunshine of the Spotless Mind/ Sil Baştan filminin yönetmenibu filmde, dilbilimci, filozof, tarihçi, mantıkçı, aktivist, siyasi eleştirmen ve yazar sıfatlarının hepsine birden sahip olan Noam Chomsky’le yaptığı sohbetleri canlandırma sinemasını kullanarak beyazperdeye aktarmış merakla izlemeyi bekliyorum.
13.!f İstanbuldan kendime seçtiğim film bu. Hangi filmi seçtiniz yorumlarınız nedir? Tavsiye edeceğiniz filmler var mı Sevgiler.

30 Aralık 2013 Pazartesi

Antikköy-Çatalca

İstanbul'da sessizliği özleyenler için Çatalca-Antik Köy aradığınız bir yer olabilir
İstanbulun kalabalığından sıkılıpta çokta uzağa gidemeyenler için yapayda olsa bir köy yaratılmış. Bu otantik köy, büyükçekmece kıyısına tepeden bakan bir yerde konumlandırılmış.İlk girişte sizi bi eşşek karşılıyor evet yanlış okumadınız bir eşşekJ  arka fonda türk sanat muziği eşlik ediyor gerçekten farklı bir atmosfer ben pek tanımlayamadım. Köyün İçerisinde  lokantası var.  Et sever bünyeler için ideal bir lokanta çünkü lokantada sadece mangal, yoğurt ve salata var.
Göl manzarasına karşı hamaklar minderler içinde huzurlu zamansız bir atmosfer yaratılmış. İçerisinde çeşitli hayvanların bulunduğu hatta midillisinin  bile olduğu bu mekanın, bu bölüme minik hayvanat bahçesi bile denilebilir.

Haftasonları 8-13 arası açık büfe kahvaltı var. Açık havada ister yer sofrasında ister masada  açık büfe köy kahvaltısı yapıyorsunuz. Açık büfe kahvaltı fiyatı 30 TL İsterseniz öğleden sonra mangal faslına geçebilirsiniz . Mangal ve etler hazır bir şekilde yanınıza geliyor. Et degilde balık sevenlerde düşünülmüş oltalardan birini alıp  oluşturulan göletden  alabalık tutabilirsiniz, Çünkü balık yemek istiyorsanız olta ile siz yakalıyorsunuz. Eğer balık tutmayı beceremiyorsanız sipariş de verebilirsiniz. İçerideki taş fırında ve kiremitte pişirilen alabalığın tadı çokça lezzetli balığın İçine konulan mantar, domates ve biber balıkla harika bur uyum sağlamış. Dileyenler yakaladığı balıkları evine de götürebiliyor.
 Vaktiniz varsa bütün gününüzü sıkılmadan geçirmeniz mümkün. Kahvaltının ardından ister yürüyüş yapın, isterseniz gazete ve kitabınıza gömülün. Tesiste at gezisi yapabiliyorsunuz. Kişi fiyatı 7 TL Ayrıca, Köyün içerisinde ki mağazada antika görünümlü eşyalar satılmakta farkıl bir deneyim yaşamak isteyenler için  gidip görülesi bir yer...

Ulaşımı: Tem yolu üzerinden Çatalca ayrımından çıkıp ilk kavşakta büyükçekmece yönüne (sağa) saptıktan 300 metre sonra  ahmediye köyü bitiş tabelası var işte Antik köyün başlangıç noktası burada...
Keyifli Gezmeler..
 

18 Aralık 2013 Çarşamba

Haftasonu Hiç birşey Yapamazsak Sahilde Yürürüz

Haftasonları İstanbuldaysam bir günümü mutlaka yürüyüş yaparak değerlendirmeye çalışıyorum. Yürüyüş yapmak Hem ruhuma hem bedenime iyi geliyor.

Bunun içinde Anadolu Yakasında Bostancı sahilini yakın olması dolayısıla tercih ediyorum geçtiğimiz haftasonu yürüyüşüme fotograf makinamı alarak devam ettim ve sahildeki yaşama dair küçük kareler elde ettim şimdi bu yazımda o kareleri sizinle paylaşmak istedim











Sevgiler
Esra

1 Şubat 2013 Cuma

İstanbul'da Yarım Ada olmak...

Göç alan şehirler ekseriyetle kendisine benzetir. Ancak, İzmire giden, İzmirli olurken İstanbula gelen hiç birzaman istanbullu olmamıştır. İstanbullu olamadığı gibi de bu medeniyetten çalmış eksiltmiştir.
Tarihi yarım adayı gezdikçe içim acıyor. Özellikle de UNESCO tarafından kültür mirası listesine giren Zeyrek semtinde etrafı demir korunakla çevrilmiş ya yıkılmasını ya  da yanmasını beklediğimiz o binalar. Hepsi binlerce yıllık tarihe şahitler ancak ne yazak ki hak ettikleri itibarı görememekteler.  Çoğu bina bina kimsesizliğe mahkum edilmiş ya da İstanbul dışından gelen alt gelir düzeyindeki insanlara kiraya verilip bakımsızlıktan acı sonları hızlanmış. Ne zaman bunlar için birşey yapmaya başlayacağız bilmiyorum. Fakat her geçtiğimde içim burkuluyor.
Cumbalı ev görmek mucize gibi birşey oldu. Balat zeyrek gibi bin yıllık tarihe ev sahipliği yapmış yarım arada, aldığı göçle tahribatı hızlanırken bu semtlerin eski yerlileri her gün içi acıyarak yaşanmaz hale gelen bu semtleri terk etmek zorunda kalıyorlar. Oysa ki nice yarım ada yerlisi İstanbullu olmanın gerçek ruhunu taşıyan İstanbullu.... Fotograf severler orjinal kareleri yakalamak için çıktığı istanbulda tarihi yarım ada gezilerin ellerinde kalan fotograflara bakarak,  İstanbulun tarihi geçmisine tanık olmaz umarım çocuklarımız.
Eski istanbul ailesine mensup biri olarak bu yarım ada da aile büyüklerim burada yaşıyor ve her  itfayenin acı sesiyle yüreğimiz hop oturup hop kalkıyor.Tarihi yarım adada yaşayan kişilerin çoğunluğu göçle yerleşmiş ve yitip giden tarihe tanık değiller. Acımasızca kel ve solgun bakımsız kalıyor bu binalar... İstanbulun en eski yerleşim birimi olan Vefadan toprağıyla toplanmaya başladı nice cumbalı ev...
Akibetleri ne oldu bilmiyorum bildiğim şu ki Taşradan gelen çoğu bekarın pansiyon gibi bu semtte ikamet ettiği ve yaşan tarihi hissedemediğidir.
İstanbulun ruhunu yaşamak istiyorsanız, Fatihin arka sokaklarını mutlaka gezin....

13 Mayıs 2012 Pazar

Tarihi yarım ada Küçük Bir Keşif ZEYREKHANE

Tarihi yarım ada Küçük Bir Keşif
Oldum olası yaşanmışlığı olan mekanlara karşı hep ayrı bir sempatim olmuştur. Zeyrekhane Unkapanında tarihi yarım adayı tüm ayaklarının altına seren dokusuyla ve yaşanmışlığıyla büyüleyici atmosferiyle beni kendimden aldı. Tarihi yarım adayı ayaklar altına seren bu yerdeki paranomıik görüntü insana huzur veriyor.
 Karşıma Süleymaniye camisini alıp solumada Galata Kulesinin eşsiz manzarasıyla çayımı keyifle yudumladım.

 Etrafta üçük bir gezintiye çıktıktan sonra binlerce yıl bir çok kültüre ev sahipliği yapmış zeyrek mahallesini hissettim


Kıyıda köşede kalmış yoğun yaşanmışlığı içinde barındıran istanbulun güzel köşesi görülmeye değer