Geçtiğimiz günlerde uzun zamandır merak edip bir türlü okuyamadığım Anne Frank günlüklerini okudum.Anne Frank’ın savaşın tüm umutsuzluğu içinde, sığındığı tavan arasında yazdığı günlüğü, bir çocuğun savaşın içinde kendine yarattığı bir Dünyanın sade ve hüzünlü anılarından oluşuyor.
Bir savaş ailesi olan Franklar, “1929 Büyük Buhran”dan 5 sene sonra Hollanda’ya yerleşir. Yahudilerin kendi işlerini kurup işletmelerinin yasak olduğu Hitler döneminde , baba Otto Frank işlerinin başına yakın bir dostunu geçirir. Temmuz 1942'de işaretlenen Anne Frank ve ailesi daha sonradan dahil olan Van Daan ailesi be dişhekimi Dussel ile birlikte Amsterdam’da bir ofisin gizli bölmesinde 2 yıl boyunca saklanarak yaşarlar. Anne günlük hayatını yaşadıklarını çocuk saflığında umut dolu kaleme alır. Kitap ile ilgili okumak isteyenlere saygısızlık yapmamak adına çok birşey söylemek istemiyorum. Ancak Kitabın son sayfasını kapattığınızda, okuduğunuz tüm hikayeleri ve o dönemde yaşanan çirkinlikleri düşündüğünüzde, bir çocuğun genç kızlığa adım atarken savaşı yorumlaşı masumluğu ve dünyaya hasret kalan gerçeği sizi uzunca bir süre etkisi altına alıyor.
P.S.Günümüzde Anne ve ailesinin sığındığı o ev müze olarak hizmet veriyor kısacıkta olsa o daracık odada o yıllarda yaşamanın ne olduğunu yaşamanın sizide etkileyeceğinden eminim. Ayrıca, Amsterdam’daki Madam Taussod Müzesinde de Anne Frank’ın anısına bir balmumu heykeli bulunuyor.
Bu kitap sonrası mini bir görüş: Hiçbir Çocuk masal hikayelerinden başka hiç bir kitaba, yakışmıyor. Anne Frank ile ilgili detaylı bilgi için tıktık
P.S.Günümüzde Anne ve ailesinin sığındığı o ev müze olarak hizmet veriyor kısacıkta olsa o daracık odada o yıllarda yaşamanın ne olduğunu yaşamanın sizide etkileyeceğinden eminim. Ayrıca, Amsterdam’daki Madam Taussod Müzesinde de Anne Frank’ın anısına bir balmumu heykeli bulunuyor.
Bu kitap sonrası mini bir görüş: Hiçbir Çocuk masal hikayelerinden başka hiç bir kitaba, yakışmıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder