Siddertha’nın içinde geçen bu cümle sanrım
kitabı en iyi özetleyen paragraflardan biriydi. Siddhartha, Hermann Hesse’nin Buddha
yani Siddhartha Gautama’nın hayatını konu
alan, Budizm felsefesini işleyen yazarın en iyi olarak bilinen romanlarından
biridir.
Hermann Hesse 1946 Nobel
ödüllü yazar bizim yolumuzun kesişmesi ise çok yakın bir zamana dayanıyor. Kitabı okurken doğu felsefesinin naifliğini ve sadeliğini her satırda hissettim. İnanan her insan kendi inancının farklı
sembollerle Siddartha’da kaleme alındığını okudukça fark edecektir.
İslamiyet’te tasavvuf
olan bu durum, Budizm’de Samanalık, Brahmanlık gibi görüşlerle yansıtılmış. Kitap
felsefi bir türe sahip olmasından dolayı oldukça uzun cümlelere sahip ve anlaşılması
zor diyeceğim kitaplardandı.
Kitabın yazarının hayatı
aslında beni en çok etkileyen unsurlardan biri oldu. 1946 yılında Nobel ödülü
alan, Almanya doğumlu Rus asıllı, Hermann Hesse hayatta yaşadığı sıkıntılardan
dolayı intihar girişiminde bulunduktan sonra bir enstitüye yatırılmıştır. Bu sırada Jung’un
öğrencisi tarafından tedavi edilirken, psikolojiye ve Jung’a duyduğu ilgi sonra
kendini tedavi ederken iç dünyasını zenginleştirmiştir. Hint ve Budist felsefeye
olan ilgisiyle tanınan yazar, 1946 yılında Siddhartha adlı bu eseriyle Nobel ödülü
almıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder