24 Kasım 2014 Pazartesi

ATWEEKEND*2*

Haftanın ilk iş gününden herkese merhaba, pazartesileri kimsenin sevmediği konusunda artık hem fikirim. Keyifli geçen hafta sonu sonrası sendromlu bir günle haftaya yeni bir başlangıç yapmak zor geliyor.
Cumayı iple çekip cumartesiye merhaba dediğimde o günü ne yapacağımız haftalar öncesinde planlanmıştı. Süreyya Operasında Afife-bale gösterisinin 16.00 seansına biletleri almıştık. Ben sabahın erken saatlerinde, Kadıköy’e gittim. Balon Kafenin oradaki otoparkın öğleden sonra dolu olacağını varsayarak erkenden, Kadıköy’de konumlandım.
Büfeden gazetelerimi alıp Altıyol’a doğru tırmandım.  Soğuğu hesaplayamamış spor ayakkabıyla sokağa çıkmış olmamdan dolayı çizme satın almak için mağazalara bakındım. İstediğim modelleri internetten daha fahiş fiyatta olduğunu görünce satın alma fikrinden vazgeçip, kahvaltı mekânına doğru devam ettim.
Sanatçılar Sokağı diğer adıyla Ali Suavi Sokağı Kadıköy’ün gizli kalmış hazinelerinden. 
Bahariye caddesinin hemen girişindeki bu Sokağın başında Ali Süavi’nin büstü karşılıyor.
Sokak  el emeği göz nuru ürünlerle bezeli, sokağın devamında Nazım Hikmet Kültür Merkezi bulunuyor onun tam karşı çaprazında ise benim favori kahvaltı mekanım Süt Yumurta Reçel yer alıyor.
Süt Yumurta Reçel 14 liradan 50 liraya kahvaltı menülerine sahip.
Sıradan Kahvaltı bile Ezine peynirinden, köy kırması Yeşil Zeytine, Mevsim Sebzelerinden Haşlanmış ya da Sahanda Yumurtasına, Çiçek Ballıdan, Ev Yapımı Mevsimlik Reçeline, Manda Kaymağına uzanan zengin bir kahvaltı sofrası vaat ediyor.

“Çaya paramı alınır ayıp yahu” diyen işletmecileri size sınırsız çay imkânına sunuyor. Aynı zamanda kahvaltı tabaklarınız bittikçe yenisini isteyebiliyorsunuz.
Benim tercihim bu sefer Ege Kahvaltısından yana oldu. Fakat yan masalar Karadeniz kahvaltısıyla dolup taşıyordu.
Güzel bir kahvaltı sonrası kızlarla toplandık ve Süreyya operasında Afife’yi izlemek üzere yerimizi aldık. 2 perdeden oluşan modern bale gösterisinin ilk perdesinden daha çok keyif aldık.
Müslüman Türk kadınlarının sahneye çıkmasının yasak olduğu 1900'lü yılların başında tüm olumsuzluklara karşın sahneye çıkan Kadıköy doğumlu ilk Müslüman Türk kadın tiyatro oyuncusu Afife Jale'nin hüzünlü hayatının dansla ahengi beni çok etkiledi.
Bale Afife Jale’nin hayat hikayesi üzerinden şekilleniyor. Kadıköy doğumlu Afife Jale, Ermeni oyuncunun yerine sahneye çıktığı küçük rolünden sonra polis tarafından hakkında soruşturma açılan içindeki tiyatro aşkı bitmeden her fırsatta sahneye çıkan ama her seferinden polisler eşliğinde yasaklanan. İdeallerini gerçekleştirmek isterken toplum ve ailesi tarafından dışlandığı trajik yaşamına doktorunun baş ağrılarını geçirsin diye kendisine uyguladığı morfin tedavisi sonucunda bağımlı olup Bakırköy ruh ve sinir Hastanesi’nde hayata veda eden mücadele dolu öyküsü altın, kırmızı, mor ve gümüş diye dört ayrı döneme ayrılmış.
Bu dönemler kalabalık sahne ekibiyle canlandırılıyor. Balede, "Afife" rolünü Tülay Yalçınkaya canlandırırken altın, kırmızı, mor ve gümüş olarak tanımlanan dört dönemi, Müge Bayramoğlu, Ebru Cansız, Deniz Zirek ve İlke Kodal canlandırıyor.
Anlatacaklarım şimdilik bu kadar bir sonraki haftaya kadar mutlu kalın! 
Sevgiler

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder